Black & Blue

13:07




Geçtiğimiz cuma günü, uzun bir süre sonra ilk defa evden bir markayla yaptığım işbirliğinin çekimleri ve sonrasında bir arkadaşımla birşeyler içmek için dışarı çıktım. Geçtiğimiz bir ay benim için oldukça sıkıcı ve kendi içinde yorucuydu, biraz kendime gelmek ve oturup birşeyler içmek ve  uzun uzun konuşmak için hem rahat hemde şık birşeyler giymek istedim. 
Çekimi fotoğrafları çeken arkadaşım portfolyosunda bende markayla olan işbirliğimde kullanacağım için hem basic hemde günlük kullanabileceğim parçalarla uyarlamam gerekiyordu. 
Elimde geçtiğimiz sezon Phoebe Phlio'nun geride bıraktığı en güzel parçalardan birisi, Celine'in plastic tote çantası var, benimde çantayı kullanmak için ilk fırsatımdı. 
Böyle parçaları yazın sahilde kullanmak yerine şehire uyarlamak çok daha hoşuma gidiyor, içine yazın başında h&m'den aldığım güneş gözlüklerimi telefonumu ve genellikle her çantamın içine attığım gerekli gereksiz tüm eşyalarımı toplayan Cuval İstanbulun fermuarlı bir cüzdanını koydum.

Ayağımda All Saints'in her sezon ayağımdan çıkartmadığım klasik siyah deri botları var, skinny jean'leri düz inen yüksek bel kumaş pantolonlarla aldatacağım bu sezonun vazgeçilmezi Ann Demeluemeester'in hiç ayağımdan çıkartmak istemediğim pantolonunu, Frankie Shop'un belki de giydiğim en rahat kazaklarından birisiyle giydim. Kolumda ise belli belirsiz duran Der Liebling'in altın bir bilekliği var.







You Might Also Like

0 yorum